(1875 Connecticut Ave., N.W., Suite 300, Washington
DC 20009-5728. $24.00 10 kopya için.)
Bir
Vejetaryen Gibi Yemek için
On Sebep
Yazı:
Bonnie Liebman (İngilizceden çevrilmiştir)
|
|
Yapılan araştırmalarda en sağlıklı
beslenme şeklinin bitki ağırlıklı ( sebzeler, meyveler ve tahıl)
ve çok az hayvan gıdaları içeren (kırmızı et, balık, tavuk ve
süt mamulleri), bilhassa yağ oranı yüksek olan etlerden kaçınılan,
beslenme şekli olduğu gün geçtikçe daha çok ortaya çıkıyor.
Harvard Üniversitesi, Halk Sağlığı Departmanı,
Beslenme Bölüm Başkanı Walter Willet derki “Meyve ve sebze ağırlıklı
bir beslenme, birçok ciddi hastalıkları ve bu hastalıklardan doğan
ölüm riskini azaltmakta rol oynar ”.
Birçok insan için vejetaryen kelimesi bir klişedir.
Genelde vejetaryen olan kişi törel, dini veya sıhhat sebeplerinden
kırmızı et, balık ve tavuk yemeyen kişidir. Aşırı vejetaryen olanlar
ise süt ve yumurtadan da uzak dururlar. Fakat bilim adamları bir
kimsenin hayvan besinlerini yiyip yememesiyle değil de hangi sıklıkla
yedikleriyle ilgilenirler. Ve yaptıkları araştırmaların çoğunun
sonucu sudur: İnsanlar daha az hayvan ürünleri ve daha fazla bitkisel
gıdalar, bilhassa meyve ve sebze yemelidirler. Niye mi? İste size
10 sebep – bazısı sıhhatle ilgili, bazısı değil.
|
1. Kanser
|
|
Colorado Üniversitesi, Denver
Merkezi Tip Fakültesi Profesörü Tim Byer’a göre
“Bilimsel araştırmaların
tabanındaki en kuvvetli öneri meyve ve sebzelerin
mide, bağırsak ve sigara içmek ile ilgili kanser
hastalıklarının üzerinde koruyucu etkisi olduğudur”.
Buna ciğer kanseri, kalın bağırsak, mide, ağız,
gırtlak, boğaz ve sidik torbası kanseri dâhildir.
Ve son zamanlarda yapılan bir araştırmada domateste
ve domates sosunda bulunan lycopne’nin (bir
karotenoid) prostat kanserine karsı bir koruma
etkeni olabileceği bulunmuştur.
Meyve ve sebzelerin nasıl kanser
riskini azaltabileceği tam acık değildir. Bunun
sebebinin meyve ve sebzelerin içinde bulunan
phytochemicals – carotenoids, C ve E vitamini,
selenyum, indoles, flavonoids, phenols ve limonene
olduğu tahmin edilmektedir.
Ayni zamanda yüksek lif içeren
tahılların, kepekli buğday gibi, kanser riskini
azalttığına dâhil ispatlar vardır. Toronto Üniversitesinde
lifli besinler uzmanı olan David Jenkins “
Bitkiden elde edilen lifin kolon kanserini önlemek
için faydalı etkisi vardır” diye açıklamıştır.
Makarna, pirinç ve diğer hububatlar kanser riskini
çoğaltan hayvan ürünlerinin – bilhassa kırmızı
etin - yerini alabilir.
Harvard Tip Fakültesinden Edward
Giovannucciye göre “Haftada
beş veya daha fazla kırmızı et yiyen bir erkek,
ayda birden az kırmızı et yiyen bir erkeğe oranla
dört misli daha fazla kalın bağırsak kanseri
olma riski taşır”. Edward’ın, 50,000
erkeği kapsayan çalışmasına göre çok kırmızı
et yiyenlerin iki misli prostat kanseri olma
riski vardır.
Bu sadece bir tek araştırmadır.
Minnesota Üniversitesinden Lawrence Kushi “Başka
araştırmalara da bakılırsa, kırmızı etin barsak
ve muhtemelen prostat kanseri riskini artırdığı
delili bayağı tutarlıdır” diye eklemiştir.
Yağsız kırmızı etin bile kolon
kanserini artırdığı görülmektedir. Willet “Et
piştiği zaman meydana gelen carcinogens (kansere
sebep maddeler), etin içindeki fazla demir veya
etin içindeki başka bir madde” diye tahmin
yürütmektedir.
|
|
|
|
|
|
Bitki ağırlıklı bir beslenme, bilhassa
meyve ve sebze, kalp hastalığı riskini azaltabilir.
Son 20 senedir, kalp hastalıkları uzmanları
hayvani yağları ve kolesterol içeren yiyecekleri
azaltmanın sağlık için önemini belirtmişlerdir.
Fakat bitkiler kalbi başka şekilde de korurlar.
Bunların arasında:
* Su içinde eriyen lifler:
Jenkins “ Kalp hastalığı
riskini azaltmak için fasulye, bezelye, yulaf
ve arpa besinlerini daha çok yemelisiniz” der,
çünkü bu besinlerde bulunan ”yapışkan” suda
eriyen lifler kandaki kolesterolü azalttığını
göstermektedir.
* Folik asit: “ Willet’e
göre “Folik asidin kalp
hastalığı riskini azalttığına dâhil deliller
çok kuvvetli”. Bir B vitamini olan folik
asit kandaki homocysteine - tehlikeli bir amino
asit olan – seviyesini dengeler. “Meyve
ve sebzeler folik asidin önemli bir kaynağıdır”
diye devam eder.
* Antioksidanlar: Günden güne
çoğalan deliller LDL (kötü) kolesterolün ancak
oksitlendiği zaman (oksijenle birleştiği zaman)
damarları zedelediğini öneriyor. Bu yüzden araştırmacılar
bir antioksidan olan E vitamininin kalbi koruyacağına
inanıyorlar. Meyve ve sebzelerde bulunan birçok
phytochemicals antioksidandır.
* Donmuş yağları vücuttan atmak:
Eğer çok meyve ve sebze yerseniz, donmuş hayvan
yağların damarlarınızı tıkaması için daha az
imkân vardır. |
|
|
|
|
|
Willet’e göre “Meyve
ve sebzelerin felç riskini azalttığına dâhil
birçok delil vardır”. Örneğin, 832 orta
yaşlı erkeğin üzerinde yapılan 20 senelik bir
araştırmada, günde üç öğün meyve ve sebze yiyen
erkelerin felç riskinin yüzde 22 daha az olduğu
görülmüştür. Fakat meyve ve sebzelerin beyine
giden damarların tıkanmasını nasıl önlediği,
buna içlerinde bulunan bol miktarda potasyum,
magnezyum, lifler veya başka maddelerin mi sebep
olduğu henüz kimse tarafından tahmin edilemiyor.
|
|
|
|
4.
Divertikülozis & Kabızlık
|
|
|
Çok lifli tohumlar
– bilhassa kepekli buğday – kabızlığı önleyebilir.
Kabızlık yüzünden ilaçlara senede milyonlarca
dolar harcanan Amerika gibi bir ülkede küçümsenebilinecek
bir çözüm değildir.
Ayni zamanda Divertikülozis de çok yaygın bir
hastalıktır. 50 yaşının üstünde insanların yüzde
30 ile 40 ında vardır ve çoğunda problem belirtili
değildir. Diğerlerinde ise kanama, kabızlık,
isal, mide gazi, ağrı ve diverticulitis ( ne
zaman torbalar – diverticula- barsak duvarlarını
oluşturan dokunun iltihap kapması) gibi belirtiler
gözükür.
Willet, “Çalışmamızdan
çıkan netice çok acıktır, hem kepekten hem de
meyve ve sebzelerden elde edilen lifler koruyucudur”
diye ekler. Günde 13 gram ya da daha az lifli
besin yiyen bir erkeğin günde en az 23 gram
lifli besin yiyen erkeğe göre diverticulosis
hastalığına kapılma riski iki mislidir.
|
|
|
|
|
|
Bitki ağırlıklı
(meyve, sebze ve tahıllar) beslenme başka hastalıkları
da önleyebilir:
*Macular Yozlaşma: Bir karotenoid
olan lutein – çoğunlukla yeşil yapraklı sebzelerde
bulunur – İhtiyar insanlarda zamanla retinanın bozulmasından
kaynaklanan körlüğü önleyebilir. Harvard Tip Fakültesinden,
Johanna Seddon “ Araştırmalarımızda,
haftada iki ile dört arası ıspanak ve diğer yeşil
yapraklı sebzeleri yiyenlerin bu besinleri ayda
bir yiyenlere oranla “macular yozlaşma”
hastalığına kapılmaları riski yüzde 50 daha azdır”
diye ekler.
*Sinirsel tüp bozukluklari: İlave
olarak alınan folik asit, spina bifida ve diğer
sinirsel doğum bozukluklarını azaltabilir. Besinlerden,
çoğunlukla meye ve sebzeden, alınan folik asit de
bu riski azaltabilir.
*Seker Hastalığı: Willet,
“ Daha çok tahıl yiyen kişilerde yetişkin insanlarda
olan seker hastalığı riskinin daha az olduğunu bulduk”
diye ilave eder.
|
|
|
|
|
|
Atlanta Hastalık
Kontrol Merkezinden David Swerdlow’e göre “Gıda
maddelerinin sebep olduğu öldürücü hastalıklar çoğunlukla
vücuda hayvan besinleri ile girer. “E. Coli 0157:H57
hastalığının kıyma en belirgin kaynağıdır. Kümes
hayvanları, Salmonella ve Campylobacter hastalıklarını
taşır ve çiğ yenen kabuklu deniz hayvanları Vibrio
vulnificus iltihabına sebep olur”.
Herhangi bir çiğ yiyecekte – meyve
ve sebzeler dâhil – zararlı bakteriler olabilir.
Swerdlow “ Örneğin son zamanlarda
salgın olan Salmonella salgınının başlangıcı kavun,
domates ve kaba yoncaya bağlanmıştır” der.
Fakat kırmızı et, deniz mahsulleri ve kümes hayvanları
gıda yoluyla doğan hastalıkların esas nedenidir.
|
|
|
|
|
|
Jerkins’e göre “Bizim
yemek alışkanlıklarımızın dünyamıza büyük etkisi
vardır”. Seattle Kuzey Bati Cevre Sorumlusu,
Direktör Alan Durning “ Hayvanları
besin olarak yemek ufak çapta olsaydı çevreye zarar
vermezdi” diye açıklamıştır.
Durning “ Günümüzde et üretim
yöntemi yoğun ve yanlış bir şekilde tahıl, su, enerji
ve otluk bölgeleri kullanarak elde edilir”
diye ekler. Ve şu örnekleri verir:
* Su kirliliği: Hayvan depoları,
tavuk ciflikleri ve bunun gibi hayvanları toplu
halde depolayan beslenme tesislerinden atılan gübre
ve hayvanların lağım artığı su kaynaklarımızı kirletmektedir.
* Hava kirliliği: 30 milyon ton
metan gazi – küresel sıcaklığın artmasına sebep
olan bir etkendir – bu hayvan depolarından doğan
gübre ve lağım yığınlarından meydana gelir.
* Toprak erozyonu: Nerdeyse Dünyanın
yüzde 40 – ve ABD yüzde 70den fazla – üretilen tahıl,
hayvanlara yiyecek olarak verilmektedir. Her bir
libre (454 gram) üretilen kırmızı et, tavuk, yumurta
ve süt için, tarım alanlarımız beş libre toprak
tabakası – islenmiş toprak – kaybedilmektedir.
* Su tükenmesi: Tahminen büyükbaş
hayvanları beslemek için yetiştirilen tahılın yarısı
özel sulandırılmış arazilerde yetişir. Bir libre
(454 gram) eti üretmek için 390 galon (3,8 litre)
su kullanılmaktadır.
* Enerji tüketimi: Hayvan üretimi
ve nakliyatında tüketilen enerji sebze üretiminin
hemen hemen on mislidir.
*Aşırı Otlatmak: Hemen hemen Amerika’nın
batısının yüzde onu ciflik hayvanları tarafından
çöl haline getirilmiştir. Durning, “Fakat
bu arazi zaten başka bir ise yaramadığı için bunu
vejetaryenlik için bir neden olarak göstermiyorum,
fakat insanların hayvan besinlerini azaltmaları
için öneriyorum” diye açıklamasına devam
eder.
|
|
|
|
|
|
Haliyle meyve ve
sebze bile olsa bir gurme yemek için libresine $7.99
harcayabilirsininiz. Fakat kabaktan patatese, birçok
meyve ve sebzeler çok hesaplıdır. Bitkilerin ucuzluğu
bilhassa lokantada yemek yediğiniz zaman kendini
gösterir. Çin, Hindistan veya diğer lokantalarda
vejetaryen yemekleri genelde et, balık ve tavuklu
yemeklerden ucuzdur. |
|
|
|
9.Hayvanların iyiliği
için
|
|
|
Düşünmesi hoş bir şey değildir
ama hayvanları kesmeden önce, yediğimiz bu hayvanlar
çok zalim koşullarda yetiştirilir ve nakliye edilir.
|
|
|
|
10. Tat için
|
|
Bitki kökenli bir beslenmenin ilk sebebi tadının
güzel olmasıdır. Amerikalıların en çok yediği beş
sebze kızarmış patates, domates (genelde sos olarak
ya da ketçap), soğan, marul ve diğer çeşit patateslerdir.
Fakat eğer Amerikalılar yedikleri kırmızı eti,
deniz mahsullerini ve tavuğu azaltırlarsa tabaklarını
neyle dolduracaklarını – onlara hizmet eden lokantalar
dâhil – bilemezler. Ancak bir etnik lokantaya giderseniz
sırf sebze ile yapılmış bir yemek tabağı bulabilirsiniz.
Etnik lokantaların lezzetli vejetaryen yemekleri
yapmaları bir şans eseri değildir. Willet, “
Sanlıyız ki, dünya mutfaklarında birçok geleneksel
sebze ve meyve özlü yemekler vardır” der.
Buna rağmen birçok İtalyan, Meksika ve diğer etnik
lokantalar o kadar Amerikanlaşmışlardır ki, birçok
sebze ve meyvelerin yerini et ve peynir almıştır.
Bu çok üzücüdür. Asya ve Akdeniz mutfakların da
meyve ve sebze ile yemek pişirmek bir çeşit sanattır.
Örneğin, İtalyanlar pizzalarının üstünü et ve peynirle
doldurmazlar. Çok yakin bir zamanda, ince hamurlu
geleneksel üzerinde peynir olmayan bir İtalyan pizzası
yedim – sadece taze fesleğen, domates ve sarımsak.
Tamamen muhteşemdi.
|
|
|
|
Copyright 1996 CSPI.
Reprinted/Adapted from
Nutrition Action Healthletter
|
|